13 Kasım 2012 Salı
TÜRK TELEKOM ARENA
TÜRK TELEKOM ARENA
Yer olarak; Seyrantepe'de bir diğer ismiyle Aslantepe'dedir (İstanbul). Kapasitesi 52.650'dir, ve koltuk konforu çoğu stada göre üst derecededir.
Zemini doğal çimdir. Belgelerdeki maliyeti 160 milyon (160.000.000) € (euro)'dur Yüce Galatasaray'ımızın stadı.
Kapasite: 52.650 Boyutlar: 105x68
OYUNCULARIMIZ
GALATASARAY OYUNCULARI
Galatasaraylı olarak tüm GS Oyuncularını severiz. Fakat bazı oyuncuları yeteneği, takımına olan sevgisi, çabası gibi etkenler yüzünden onları daha fazla severiz. İşte aşağıda en çok sevilen oyuncularımız;
Lincoln
Linderoth
Arda Turan
Hakan Şükür
Sabri Sağıroğlu
Ümit Karan
Rigobert Song
Saşa İliç
Hasan Şaş
Necati Ateş
Orhan Ak
Ergün Penbe
Biz her oyuncumuzu severiz tabiki ancak üstteki isimler efsane kadro ve sonrasında üstün başarı sergileyip, kendilerini taraftara üst düzeyde kanıtlamış oyuncularımızdır.
Galatasaraylı olarak tüm GS Oyuncularını severiz. Fakat bazı oyuncuları yeteneği, takımına olan sevgisi, çabası gibi etkenler yüzünden onları daha fazla severiz. İşte aşağıda en çok sevilen oyuncularımız;
Biz her oyuncumuzu severiz tabiki ancak üstteki isimler efsane kadro ve sonrasında üstün başarı sergileyip, kendilerini taraftara üst düzeyde kanıtlamış oyuncularımızdır.
ALİ SAMİ YEN
ALİ SAMİ YEN DETAYLARI
İstanbul'un Mecidiyeköy semtinde, Galatasaray Spor Kulübü'nün yönetiminde bulunan stadyum.1940'ta Taksim Stadı'nın yıkılması üzerine, sahasız kalan Beyoğlu semti kulüpleri için bugünkü stadın bulunduğu arazi Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü tarafından satın alınarak, Galatasaray Spor Kulübü'ne kiralanmıştır.Stadın yapımına ancak 1943'te başlanabildi.Ancak inşaatın Galatasaray Spor Kulübü'nün maddi imkanlarıyla yürütülemediği görüldüğünden iş Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne devredildi.Stadın inşaatı duraksamalarla sürerek, ancak 1964 yılında tamamlanabildi ve de resmî açılışı 20 Aralık 1964'te Türkiye-Bulgaristan milli maçıyla yapıldı. Adını Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen`den alan stadyum, 49 yıllığına Galatasaray Futbol Takımına kiralanmıştır. Stad 1,400 lüks 290 KVA projektör ile aydınlatıliyor. Aydınlatılmasına 1965 yılında başlanmış olan stadın aydınlatma sistemi 1993'te yenilenmiştir. Stadın rekor katılımı ise 1987'de Galatasaray-Eskişehirspor arasinda oynanan mac'da gerçekleşmiştir, bu maçı 35000 kişi izlemişti. Stadın şuanki kapasitesi 22,000 kişiliktir. Sahanın genişliği ise 105m x 65m dir.
Stad Bilgileri
Stadın inşaa Tarihi: 1964
Son yenileme: 2005
Mimarlık: Oval Şeklinde
Çim saha boyutu: 105 x 65 m.
Alan tipi: Doğal Çim
Tribünler
Kapalı oturma alanı: 25,500
VIP (Şeref) Locası: 250
Toplam oturma kapasitesi: 25,750
Aydınlatma
Aydınlatma gücü: 1400 lux
Jeneratör varmı: Evet
Kapasite
Eski Açık: 5,000
Yeni Açık: 5,000
Numaralı: 7,500
Kapalı: 7,500
Toplam: 25,750
UNUTULMAZLAR
UNUTULMAYAN ANLAR!!
AĞLARI YIRTAN GOL
Metin Oktay'ın ağları yırtan golü, Türk futbol tarihinin en ilginç olaylarından biridir. 1959 yılında iki grup halinde yapılan Türkiye Ligi maçlarının finalinde Galatasaray-Fenerbahçe karşı karşıya gelir. 10 Haziran 1959 günü İnönü Stadı'nda oynanan maçın 39.dakikasında soldan dalan Metin Oktay, Fenerbahçe'nin santrhafı Naci Erdem'i geçtikten sonra ceza alanına girdiği anda müthiş bir sol vuruş yapar. Özcan Arkoç'un bakışları arasında ağlara giden top oradan da dışarı çıkar. "Ağları yırtan gol" olarak tarihe geçen bu olay herkesi şaşkına çevirir. Golden sonra Fenerbahçeli futbolcular ağları kontrol etmekten kendilerini alamazlar. Sarı Kırmızılı takım bu maçı Metin Oktay'ın tek golüyle 1-0 kazanır. Ancak 3 gün sonra yapılan ikinci maçı 4-0 kazanan Fenerbahçe Şampiyon olur.
SENE 1991, SONUÇ 7:0
Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinin en unutulmaz olaylarından birisi 1910-1911 sezonunda yaşanmıştır. 12 Şubat günü Kadıköy'deki Union Club sahasında yapılacak maça, aşırı lodos nedeniyle bazı Galatasaray'lı futbolcular karşıya geçemez. 11 kişilik takımı tamamlayamayan Galatasaray, Fenerbahçe sahasındaki maça ancak 7 kişi çıkabildi. İnanılmaz bir inançla mücadele veren 7 kişi Fenerbahçe'yi kendi sahasında 7-0 yendi. Sarı Lacivertli takım da bu maçta kalecisi Ali Said'in sakatlanıp çıkması sonucu 10 kişi ve kalecisiz oynamak zorunda kalmış ve gol yiyenin kaleyi bir diger arkadaşına devretmesi şeklinde öteki futbolcularda bir bir kaleye geçmiştir. Bu inanılmaz zaferi kazanarak ezeli rekabetin en parlak sonuçlarından birini elde eden Galatasaray takımının o maçı hangi kadrosuyla oynadığını saptamak ne yazık ki mümkün olmamıştır. Bu konuda, kaynaklar arasındaki çelişkiler içinden çıkılabilecek gibi değildir. Yanlışı göze alarak verebileceğimiz kadro şöyledir: Ali Sami - Ali, Bekir Bircan, Horace Armitage, Celal İbrahim, İdris, Emin Bülent. (Cem Atabeyoğlu, bu maçta kalede Ahmet Robenson'un oynadığını belirtiyor. Ayrıca, onun verdiği kadroda Horace Armitage ve Bekir Bircan yok. Emin Bülent de iki ayrı kişi olarak verilmiş... Ancak, bütün bu isimlerin anılmış olması nedeniyle yine de belli bir sonuca varmış oluyoruz.)

Yurt dışına çıkan ilk takım GALATASARAY
Türk futbolu yurt dışına ilk kez 1911 yılı Eylül ayında çıktı. Ve bir Türk takımı, Avrupa sahalarında ilk maçını 11 Eylül 1911 günü, Macaristan'ın Kolojvar kentinde, bu kentin adını taşıyan Kolojvar takımıyla yaptı. Bu Türk takımı Galatasaray idi. Ahmet Robenson- Neşet İsmet-Cevat, Hasan, Bekir Bircan-Dalaklı Hüseyin, İdiris, Celal (Şehit) Galip Kulaksızoğlu, Emin Bülent Serdaroğlu'ndan kurulu Galatasaray, Türk futbolunun yurt dışındaki bu ilk maçında Macar Kolojvar'a 5-1 yenildi. Yine aynı kentte, aynı takımla 13 Eylül 1911 günü oynayan rövanş maçını 4-1 kaybeden Galatasaray, 15 Eylül 1911 günü Budapeşte'de ünlü F.T.C. (Ferençvaroş) takımıyla karşılaştı, bu maçı da 7-1 kaybetti. Bu ilk yurt dışı seyahatin son durağı olan Bükreş'te 20 Eylül 1911 günü Bükreş Karması ile oynayan Galatasaray, bu maçı 11-1 gibi çok açık bir farkla kazanarak yurt dışında ilk galibiyeti elde eden Türk takımı olmak onurunu da kazandı.
Metin Oktay'ın ağları yırtan golü, Türk futbol tarihinin en ilginç olaylarından biridir. 1959 yılında iki grup halinde yapılan Türkiye Ligi maçlarının finalinde Galatasaray-Fenerbahçe karşı karşıya gelir. 10 Haziran 1959 günü İnönü Stadı'nda oynanan maçın 39.dakikasında soldan dalan Metin Oktay, Fenerbahçe'nin santrhafı Naci Erdem'i geçtikten sonra ceza alanına girdiği anda müthiş bir sol vuruş yapar. Özcan Arkoç'un bakışları arasında ağlara giden top oradan da dışarı çıkar. "Ağları yırtan gol" olarak tarihe geçen bu olay herkesi şaşkına çevirir. Golden sonra Fenerbahçeli futbolcular ağları kontrol etmekten kendilerini alamazlar. Sarı Kırmızılı takım bu maçı Metin Oktay'ın tek golüyle 1-0 kazanır. Ancak 3 gün sonra yapılan ikinci maçı 4-0 kazanan Fenerbahçe Şampiyon olur.
SENE 1991, SONUÇ 7:0
Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinin en unutulmaz olaylarından birisi 1910-1911 sezonunda yaşanmıştır. 12 Şubat günü Kadıköy'deki Union Club sahasında yapılacak maça, aşırı lodos nedeniyle bazı Galatasaray'lı futbolcular karşıya geçemez. 11 kişilik takımı tamamlayamayan Galatasaray, Fenerbahçe sahasındaki maça ancak 7 kişi çıkabildi. İnanılmaz bir inançla mücadele veren 7 kişi Fenerbahçe'yi kendi sahasında 7-0 yendi. Sarı Lacivertli takım da bu maçta kalecisi Ali Said'in sakatlanıp çıkması sonucu 10 kişi ve kalecisiz oynamak zorunda kalmış ve gol yiyenin kaleyi bir diger arkadaşına devretmesi şeklinde öteki futbolcularda bir bir kaleye geçmiştir. Bu inanılmaz zaferi kazanarak ezeli rekabetin en parlak sonuçlarından birini elde eden Galatasaray takımının o maçı hangi kadrosuyla oynadığını saptamak ne yazık ki mümkün olmamıştır. Bu konuda, kaynaklar arasındaki çelişkiler içinden çıkılabilecek gibi değildir. Yanlışı göze alarak verebileceğimiz kadro şöyledir: Ali Sami - Ali, Bekir Bircan, Horace Armitage, Celal İbrahim, İdris, Emin Bülent. (Cem Atabeyoğlu, bu maçta kalede Ahmet Robenson'un oynadığını belirtiyor. Ayrıca, onun verdiği kadroda Horace Armitage ve Bekir Bircan yok. Emin Bülent de iki ayrı kişi olarak verilmiş... Ancak, bütün bu isimlerin anılmış olması nedeniyle yine de belli bir sonuca varmış oluyoruz.)
Yurt dışına çıkan ilk takım GALATASARAY
Türk futbolu yurt dışına ilk kez 1911 yılı Eylül ayında çıktı. Ve bir Türk takımı, Avrupa sahalarında ilk maçını 11 Eylül 1911 günü, Macaristan'ın Kolojvar kentinde, bu kentin adını taşıyan Kolojvar takımıyla yaptı. Bu Türk takımı Galatasaray idi. Ahmet Robenson- Neşet İsmet-Cevat, Hasan, Bekir Bircan-Dalaklı Hüseyin, İdiris, Celal (Şehit) Galip Kulaksızoğlu, Emin Bülent Serdaroğlu'ndan kurulu Galatasaray, Türk futbolunun yurt dışındaki bu ilk maçında Macar Kolojvar'a 5-1 yenildi. Yine aynı kentte, aynı takımla 13 Eylül 1911 günü oynayan rövanş maçını 4-1 kaybeden Galatasaray, 15 Eylül 1911 günü Budapeşte'de ünlü F.T.C. (Ferençvaroş) takımıyla karşılaştı, bu maçı da 7-1 kaybetti. Bu ilk yurt dışı seyahatin son durağı olan Bükreş'te 20 Eylül 1911 günü Bükreş Karması ile oynayan Galatasaray, bu maçı 11-1 gibi çok açık bir farkla kazanarak yurt dışında ilk galibiyeti elde eden Türk takımı olmak onurunu da kazandı.
BAŞARILARIMIZ
BAŞARILARIMIZ
Süper Kupa
1999-2000
UEFA Kupası
1999-2000
Devleri bir bir dize getirdik Arsenal'e Parken'i dar ettik G.Sarayımız'la tarihe geçtik. 10 kişi kaldık ama yılmadık Sakatlandık, asla yıkılmadık Aslanımız'la yine destan yazdık 17 Mayıs 2000... Tarihe yeni bir Türkiye bayramı olarak geçecek artık. Görenler görmeyenlere, bugünü yaşayanlar çocuklarına, torunlarına anlatacak. Dev Taffarel'i... Mehmetçik Bülent'i... Cengaver Hakan'ı... O aslanları... Tarih unutmayacak, efsaneleri Türkiye yıllar geçse de gururla anacak. NE devleri yıktık birer birer... Sahada yıkamadılar, her yola başvurdular, başaramadılar. Hagi'ye haksız kırmızı kart gösterildi, yetmedi. Bülent sakatlandı, pes etmedi. Arsenal ne yaptıysa yıkamadı. Çünkü onlar kahramandı, hepsi birer altın adamdı. Ve altın adamlar, hakları olan kupaya bilek gücüyle ulaştı
Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu Rapid Wien-Galatasaray: 0-3 Galatasaray-Rapid Wien: 1-0 Şampiyonlar Ligi (H) Grubu:Galatasaray-Hertha Berlin (Almanya): 2-2
Milan (İtalya)-Galatasaray: 2-1
Chelsea (İngiltere)-Galatasaray: 1-0
Galatasaray-Chelsea: 0-5
Hertha Berlin-Galatasaray: 1-4
Galatasaray-Milan: 3-2
7 puanla grup üçüncüsü olan Galatasaray, UEFA Kupası'na katılmaya hak kazandı. UEFA Kupası
3. tur:
23 Kasım 1999: Bologna-Galatasaray: 2-2
9 Aralık 1999: Galatasaray-Bologna: 2-1
4. tur:
2 Mart 2000: Borussia Dortmund-Galatasaray: 0-2
9 Mart 2000: Galatasaray-Borussia Dortmund: 0-0
Çeyrek final:
16 Mart 2000: Real Mallorca-Galatasaray: 1-4
23 Mart 2000: Galatasaray-Real Mallorca: 2-1
Yarı final:
6 Nisan 2000: Galatasaray-Leeds United: 2-0
20 Nisan 2000: Leeds United-Galatasaray: 2-2
Final:
17 Mayıs 2000: Galatasaray-Arsenal: 4-1 (penaltılarla)
Birinci Futbol Ligi
1961-62, 1962-63, 1968-69, 1970-71, 1971-72, 1972-73, 1986-87, 1987-88, 1992-93, 1993-94, 1996-97, 1997-98, 1998-99, 99-2000
Türkiye Kupası
1962-63, 1963-64, 1964-65, 1965-66, 1972-73, 1975-76, 1981-82, 1984-85, 1990-91, 1992-93, 1995-96, 1998-99, 99-2000
Cumhurbaşkanlığı Kupası
1966, 1969, 1972, 1982, 1987, 1988, 1991, 1993, 1996, 1997
Başbakanlık Kupası
1975, 1979, 1986, 1990, 1995
Spor Yazarları Derneği Kupası
1963, 1966, 1967, 1970, 1977, 1981, 1987, 1991, 1992, 1997, 1998, 1999
Maarif Kupası
1939
Amatör Futbol Birinciliği 1952
SARI-KIRMIZI'NIN TARİHİ
SARI-KIRMIZI NEREDEN GELDİ?
Galatasaray Spor Kulübü'nün ilk renkleri kırmızı-beyaz'dır. Bayrağımızın renklerinden esinlenerek seçilen bu renkler, dönemin baskıcı ve paranoyak yönetimi tarafından kuşkuyla karşılanmış ve futbolcular sıkı bir takibe alınmışlardır. Bu nedenle, sarı-siyah renkler gündeme gelmiş ama bunlar da kalıcı olmamış ve Galatasaray bugünkü renklerine kavuşmuştur.
Bu renklerin öyküsünü Ali Sami Yen'den dinleyelim: "Birçok yerleri dolaştıktan sonra, nihayet Bahçekapı'daki Şişman Yanko'nun dükkanına gidilerek orada zarif iki yünlü kumaşa tesadüf ettik. Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı. Tezgahtar, mahirane bir el hareketi ile kumaşların dalgalarını birleştirdi. Bir saka kuşunun başı ile kanadının yarattığı renk güzelliğine benzer bir parlaklık hasıl oldu. Ateşin içindeki renk oyunlarını görür gibi olmuştuk. Sarı-Kırmızı alevinin takımımız üstünde parıldamasını tasavvur ediyor ve bizi derhal galibiyetten galibiyete götüreceğini tahayyül ediyorduk. Nitekim de öyle oldu." Buna karşılık kuruculardan Bekir Sıtkı, söz konusu renklerin Gül Baba'nın II.Beyazıt'a verdiği sarı ve kırmızı güllerden esinlendiğini ileri sürer.
KURUCULARIMIZ
ŞANLI KURUCULARIMIZ
1905'ten 1919'a kadar Galatasaray Spor Kulübü'ne Başkanlık yapan, mektebin 889 numaralı öğrencisi Ali Sami Yen, inci gibi el yazısıyla tuttuğu Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü ıhsaiyet Defteri'nin (Sayım-İstatistik Defteri) 181 ve 182. sayfalarında kurucu 13 üyeyi şöyle sıralar:
1-Ali Sami Yen;
2-Asım Sonumut;
3-Emin Bülend Serdaroğlu;
4-Celal İbrahim;
5-B. Nikolof;
6-Milo Bakiş;
7-Pol Bakiş;
8-Bekir Sıtkı Bircan;
9-Tahsin Nahit;
10-Reşat Şirvanizade;
11-Hüseyin Hüsnü;
12-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu;
13-Abidin Daver.
1905'te Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dernekler yasası bulunmadığından, Galatasaray Spor Kulübü yasal olarak tescil edilme olanağını bulamamıştır. 1912 yılında Cemiyetler Kanunu çıkarıldıktan sonra, kulüp yasal bir kimlik kazandı. Yetkili makamlara kulüplerin tüzükleriyle birlikte, kurucu üyelerin ad ve adreslerinin de bildirilmesi zorunlu tutulduğundan, istifa eden ya da eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen üyeler ilk listeden çıkarılmış ve 1 Eylül 1913'te kurucu liste yeniden düzenlenmiştir. Kurucu üyelerin yeni sıralaması şöyle gerçekleşmiştir:
1-Ali Sami Yen;
2-Asım Sonumut;
3-Emin Bülend Serdaroğlu;
4-Celal İbrahim;
5-Bekir Sıtkı Bircan;
6-Reşat Şirvanizade;
7-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu;
8-Abidin Daver.
GALATASARAY'IN TARİHİ
GALATASARAY TARİHÇESİ
Galatasaray Spor Kulübü, Türk Spor Tarihi'ndeki öncü olma özelliğini hiç kuşkusuz içinden doğduğu ve gene öncü bir kurum olan Galatasaray Lisesi'nden (Mektebi Sultani) almıştır. Okul ile kulüp arasındaki koparılmaz bağ, yadsınamayacak bir gerçeklik ve övünç kaynağıdır. Devlet adamı yetiştirmek amacıyla II. Beyazıt tarafından 1482'de kurulan mektep, adını kurulduğu bölgeden alır ve "Galata Sarayı" olarak anılmaya başlar.
Okul modern konumuna 1 Eylül 1868'de Sultan Abdülaziz döneminde kavuşur. Okul' un yeniden yapılanmasıyla birlikte, Türkiye'de de gerçek anlamıyla ilk sportif çalışmalar başlamış olur ve okulda Beden Eğitimi dersi jimnastikçi 'Monsieur Curel' tarafından eğitim programına konur. Bu atılımlar gerçekten bir devrim niteliği taşımaktadırlar. Curel, modern aletler eşliğinde çalıştırdığı öğrencileri sportif açıdan geliştirirken, onlar için Kağıthane'de bir idman Bayramı düzenler. Yıl 1870'tir. Bu etkinlikte başarı gösteren sporcular değişik ödül ve madalyalar kazanır ve yarışmaların sonunda öğrencilere "kuzulu pilav" verilir. Bu da, sonraki yıllarda bir başka geleneğin başlangıcını oluşturur. Curel'den sonra görevi devralan yabancı spor hocaları (M. Moiroux, Signor Martinetti, Stangali gibi), jimnastik ve atletizmin yanı sıra, değişik branşlara da eğilerek (yüzme, kürek, aletli jimnastik), bir ilki daha başlatmış olurlar.
Bu çalışmaların ürünü çok geçmeden alınmaya başlanır ve adı Türk Spor Tarihi'ne altın harflerle yazılan Faik Üstünidman'ın yanı sıra, Binbaşı Mazhar Kazancı, Abdurrahman ve Ahmet Robenson kardeşler GSL'nde görev alıp, izcilik, tenis, hokey gibi spor dallarının öğrenciler arasında yaygınlaşmasını sağlarlar. Özellikle Üstünidman'ın ön ayak olmasıyla, öğrenciler futbolla tanışırlar. Ama oynanan futbol, bir kör dövüşünden farklı olmayan ve kural tanımayan bir koşuşturmayı andırmaktadır. Ama futbol GSL' nin Tören Kapısı'ndan adımını atmış ve tam bir salgına dönüşmüştür. 1901 yılında İstanbul'da yaşayan iki İngiliz, James Lafontaine ve Horace Armitage, Rum ve İngiliz oyunculardan oluşan Kadıköy Futbol Kulübü'nü kurmuşlar ama 1903'te takımdaki İngilizler bir anlaşmazlık sonucu ayrılarak Moda Kulübü'nü oluşturmuşlardır.
1904 yılında ise bu kulüpler, Imogen, Elpis, Strugglers takımlarıyla anlaşarak, İstanbul Futbol Birliği'ni hayata geçirmişler ve bugünkü Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın yerinde bulunan "Union Club-İttihat Spor" sahasında düzenli karşılaşmalar yapmaya başlamışlardır. Görüldüğü gibi bu takımlar yabancı ya da azınlık takımlarıdır. Türk olmayan ekiplerin gerçekleştirdikleri bu ilk futbol karşılaşmaları, GSL öğrencilerini hem ilgilendirir hem de çok üzer. Artık onların amacı, kendi futbol kulüplerini kurmak, ölesiye sevdikleri bu oyunun kurallarını "hatmetmek" ve yabancılarla boy ölçüşmektir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)